Zehra Güneş Erdi Doğan
MOTY

Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı | MOTY Yılın İlham Veren Kadınları

İlham, esinlenmekten öte hayatla aynı frekansta buluşabilmektir. Saniyelik gerçekleşen o his sarmaladığında geçmiş ya da gelecek yoktur, yalnızca an vardır. Bize ilhamı, gururu, tek yürek olmayı, belki yıllardır hissetmediğimiz kolektif heyecanı yaşattı Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı. Milli sporcularımız Zehra Güneş ve Hande Baladın ile şampiyon ekip ve efsanevi başarılarını konuşurken yılın ilham veren kadınları ödülünün sahiplerinin bizim için neden tartışmasız olduğunu bir daha hatırlıyoruz.
  • 2011 yılında Avrupa Kadınlar Şampiyonası’nda 3. olmuş, 2015-2023 yılları arasında ise üst üste beş defa yarı finale çıkma hakkı kazanmışsınız. 2015 yılında 4., 2017 yılında 3., 2019 yılında 2. ve son olarak bu sene Avrupa Şampiyonluğu.... “Türkiye’nin 20 yıllık hayali bu kez gerçek oldu” dendi başarınız için. Aslında ilmek ilmek işlenen de bir başarı öyküsü. Sizce bu yıl doğru şartları sağlayan etkenler ne oldu?

HANDE: Şanslıyız ki hem bizden önceki jenerasyonlar hem bizler, güzel bir uyum yakaladık. Uzun yıllar boyunca aynı teknik ekiple beraberdik, belki de artık bir değişime ihtiyacımız vardı. Yıllardır arkamızda bıraktığımız sağlam miras, pozitif enerjiyle birleşince başarıların gelmesi kaçınılmaz oldu.

ZEHRA: Kürsüde olamadığı için hayal kırıklığına uğrayan sporcuların bugünkü mental olgunluğu, bizi bugünlere taşıyan üst nesillerimiz, edinilen olumlu ve olumsuz tecrübeler, sponsorlarımız, ailelerimiz, hocalarımız ve bize gerçekten inandığını milyonlarca kez ve milyonlarca değişik şekilde hissettiren ülkemiz... Hepsi aslında ülke olarak güzel bir hikayenin çok güzel ve heyecanlı sayfaları.

zehra güneş

  • 2023 sizin için inanılmaz bir sene oldu. Bu sezon Milletler Ligi Şampiyonluğu kupası, Avrupa Şampiyonluğu kupası ve Dünya Kupası adıyla oynanan Olimpiyat elemelerinde kazandığınız kupa ile üç kupa birden aldınız. Bu ardı ardına gelen başarılar takım olarak tutturulan iyi bir kimyanın sonucu mu?

HANDE:Rüya gibi bir yazdı. Başardık dediğimiz üç önemli turnuvaydı.
İlkler hiçbir zaman unutulmaz, bu ilk başarılar da unutulmayacak. Takım arkadaşlarımızla aramızda güçlü bir kimya var. Bu kimya herkesin bireysel yeteneklerinin daha da öne çıkmasını sağlıyor.

ZEHRA: Takım olarak çok ciddi bir emek ve adanmışlık var. Başarıya odaklanmış, her zerresiyle kenetlenmiş bir milli takım. Ben burada takım derken, sahaya çıkan sporculardan bahsetmiyorum. Hocamız, masörümüz, fizyomuz, sponsorumuz, medya ekibimiz ve daha niceleri.

  • Bu sene Danielle Santarelli baş antrenörlüğünüze getirildi. Kendisi nasıl bir antrenör? Bu efsane başarılara imza attığınız yılda Santarelli faktörünün denklemdeki yeri ne?

HANDE: O, her şeyden önce çok iyi bir insan. Çok enerjik ve eminim bu enerjisi sadece takıma değil bizi takip eden milyonlarca voleybol severe de yansıyor.

ZEHRA: Hocamız, takıma inandı. En zor maçlardan önce, hatta sonra bize inandığını her seferinde vurguladı. Çok sıcakkanlı. Ben bir sporcu olarak, çalıştığım her hocadan ne alabilirim diye bakarım. Santarelli’nin de bu anlamda, hoca olarak, bu iletişime ve tecrübelerini hızla aktarmaya çok hazır olduğu açıktı.

hande baladin

  • Üst üste galibiyet almak ne kadar gurur verici olsa da beklentiyi de oldukça artırıyor. Takım olarak üzerinizde baskı hissediyor musunuz? Bu baskıyla nasıl başa çıkıyorsunuz?

HANDE: Başarıyla beraber baskı da beraberinde geliyor. Bu aslında güzel bir his. Bu baskıyı pozitife çevirdiğimiz zaman neler başarabildiğimizi gördük. Herkesin sizden beklentisi yükseliyor, daha fazlasını görmek istiyorlar.

ZEHRA: 16 yaşımdan bu yana psikologla çalışıyorum. Fiziksel dayanıklılığımı, mental dayanıklılıkla bütünleştirebilmem ve bunu şartlar ne olursa olsun sürdürebilmem gerekiyor. Baskı, bizim seviyemizdeki sporcular için doğru yönetildiği zaman motivasyon ve potansiyelimizi yükseltebilecek bir unsur, ayrıca sporun da olmazsa olmazı. Ben hazırım!

  • Dünya kupası birinciliğiniz ülkede hiç beklenmeyen bir kenetlenmeye, bir duygu seline neden oldu. Herkes dev ekranlarda birleşip sizleri izledi, genci yaşlısı tek yürek olduk. Uzun süreden sonra böyle bir atmosferle ilk defa karşılaştık. Bu ülkece kenetlenmenin size yansıması nasıl oldu?

HANDE: Sosyal medyadan gördüğüm birkaç organizasyon olmuştu
ama ilginin, birlik beraberliğin bu kadar yüksek olduğunu Avrupa Şampiyonası’ndan döndükten sonra fark ettik. Takımdaki herkese sokakta ilgi çok yüksekti. Bizleri gören insanlar sarılmak istiyor, 7’den 70’e herkesten tebrik alıyorduk.

ZEHRA: Ben hep aynı şeyi söylüyorum, ‘mutluluk – sevinç en çok bizim ülkemize yakışıyor’. Sanırım benim en büyük motivasyonum ülkemizden kopup gelen saf, samimi coşku ve adanmışlığımıza duyulan takdir ve işbirliğiydi.

zehra güneş

  • Sizleri takip eden geniş bir kitle var, özellikle genç kızlar sizlerden ilham alıyor. Sporcu olmak istiyorlar, daha doğrusu tutkulu oldukları alanda ilerlemek istiyorlar ve başarılarınız onlar için yol gösterici oldu. Kadın olarak bu şekilde bir rol model oluşturmak size neler hissettiriyor?

ZEHRA :Atatürk’ün kızları olarak, ülkemizin aydınlığını, özgür ve boyun eğmez karakterini taşımak ve bunu gelecek nesillere aktarmak müthiş̧ bir duygu. Doğal olarak genç kızların rol modeli olarak görülüyoruz, muhakkak da öyle. Ama ben kendi adıma, ‘kendi yolunu açan, zorluklar karşısında pes etmeyen, kendi farklılığının farkında’ kişilere ayrıca yol açmak, ışık tutmak isterim.

hande baladin

  • Bir takımın kimyasının güçlü olmasının ardında yatan etmenler ne? Aranızdaki arkadaşlık ve profesyonellik dengesi nasıl kuruluyor?

HANDE: Hepimiz uzun yıllardır birlikte oynuyoruz ve neredeyse beraber büyüdük. Bizim en büyük özelliğimiz; doğrularımızı ve yanlışlarımızı yapıcı bir biçimde birbirimize aktararak daima mükemmeliyeti hedefliyor olmak.

ZEHRA: Aslında hepimiz benzer hikayelerden geliyoruz; çocuk yaşta başlayan bir mücadele. Sporcular, sadece voleybol için söylemiyorum, birbirlerini çok iyi tanır, anlar, gözleriyle anlaşır. Bence takım olmanın en kritik yanlarından biri, birbirinin güçlü yanlarını bildiğin kadar, desteğe ihtiyaç duyduğu ya da duyacağı anları da bilmek ve o an koşulsuz orada olabilmek.

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası