Yaz tamam, peki aşk?
Hayat Rehberi

Yaz tamam, peki aşk?

Mevsim itibarıyla insanlığın önemli bir sınavıyla daha karşı karşıyayız: Yaz aşkı nedir, nerede ve ne şartlarda yaşanır, nasıl biter?

 

İlk ilişki OK

Zamanında Ege ve Bora Öztoprak’ın katkıları olmasa, bazı Cihan Ünal-Türkan Şoray filmleri dışında pek işlenmeyen bir konuydu yaz aşkı. Tabii bunda tatil kültürünün değişmesinin de payı büyük. Halanın yazlığına gittiğinde yaşayabileceğin en büyük ilişki, okeyde yaşları toplamı 200 olan üç kişiye dördüncü olmak olabiliyordu o zamanlar.

90'larda başlayan furya

Sonra tatil köyleri, oteller ve yollar çoğaldı. Steyşın arabanın arkasına atılan çadır ve küçük tüple gidilen tatiller yok artık ama özleyeni çok. O zamanlar hiç yaz aşkı yaşanmıyor muydu? Tabii ki evet ama ne hayat ne de aşk bu kadar hızlıydı. Belki de insanlar bunu anlatmaya, bestelemeye veya yorumlamaya değer görmüyorlardı. Sonra bir gün biri “Kafama güneş geçeceğine gidip şu kızla tanışayım” mı dedi bilmiyorum ama 90’larda başlayan bu furya yüzünden, nice yiğitler tatil köylerinde, animatörlerin elinde heba oldu.

Detaylı inceleme

Yaz aşkının en iyi yanı, partner olarak seçtiğiniz kişiyi “tüm detaylarıyla” gözlemleme fırsatınızın olması. Kışın yaşayacağınız bir flörtte, kozmonot gibi giyinmiş bir kadınla üç gece yemeğe çıksanız bile “Biraz basenleri mi geniş?” tadında soru işaretleri olabilecekken, yaz aşkı noktalama işaretlerine ihtiyaç duymamanızı sağlayacaktır. Eskilerin “kızı bir de hamamda görelim” yaklaşımına benzetebiliriz bu durumu. Tabii fiziksel analizlerde bulunurken, rengarenk mayonun üstünde dinlenen göbeğimizi ve sudan çıkarken istemsizce ortadan ayrılan saçlarımızı da dikkate alalım. Kızın basenleri hemen küçüldü değil mi?

Bikiniden tarz analizi

Bir başka önemli kriter de kadının bikini veya mayo seçimidir. Yıllardır yaptığım değerlendirmelere göre bir kadının bikini veya mayosu onun stili hakkında en önemli işaretlerden biridir. Temmuz ayında beş gün giyeceği küçücük parçayı ta bir önceki yılın kasım ayında aramaya başlayan kadın eğer fiyasko bir bikiniyle karşımızdaysa estetik kaygılarımızı bir kenara bırakabiliriz. Bu konuda da az önceki gibi bir değerlendirme yapabiliriz zira Nuri Alço mayosu giyiyorsanız bu paragrafı boşuna okuduğunuz söylenebilir.

Lokasyon bilgisi önemli

Aslında ilkokulda bize üç ay olarak anlatılan yaz, türlü bahanelerle kısaltılabilen ve tatilde olmadığınız sürece size azap olabilecek bir mevsim olduğundan, yaz aşkı da bazı yan etkiler taşır. Yaz aşkı yaşadığınız kadınla aynı şehirdeyseniz bu ilişkinin artık meteorolojiyle bir alakasının kalmama riski yüksektir. Bu yüzden şehre dönüşte o “Yazın tanıştık, çok tatlı çocuk, bence bayağı aşk”, sizse “Takıldık yaa” diyecekseniz bence flörtün başında lokasyon bilgisini alın mutlaka. Farklı şehirlerde hatta farklı ülkelerdeyseniz ise sıkıntı, bir tarafın olaya diğerinden fazla bağlanması olabilir. Sonra Vizontele’deki Deli Emin gibi yıllarca Danimarkalı bir kızdan mektup bekleyebilirsiniz. Mektup mu kaldı demeyin, Facebook chat’te cevapsız kalan soruları görüyoruz zaman zaman.

Süreyi ayarlayalım

Yaz aşklarındaki en kötü senaryo ise periyot uyumsuzluğudur. Şezlongları birleştirdiğiniz, animasyon saatinde kucağınızdaki balonu patlatan kız, sizin daha beş gün tatiliniz varken dönerse yaşayacağınız çöküntü tarif edilemez. Tekrar flörtleşeyim desen herkesin gözünde kucakta patlayan balonlar var, yalnız takılayım desen sıcak havada çekilmez bir tek başınalıkla elde telefon, gelsin “keşke”ler, gitsin “unutmayacağım”lar. Bu yüzden lokasyondan sonra öğrenilmesi gereken en önemli şey, “Daha ne kadar buradasın?”dır genelde. Çünkü kış dediğin battaniyedir, filmdir, tek başına çekilir ama yaz öyle değil...

Bu yazıda oluşan muhtemel bir merakı da gidereyim:

Evet, ben de yazıyı yazarken sizin gibi son yaz aşkımı düşündüm ve evet, o da bir daha aramadı.

 

Yazının tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Temmuz sayısında ve GQ Türkiye iPhone/iPad edisyonunda...

İZLE
GQ ile 1 Dakika - Seçkin Özdemir
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası